Bundan tam 131 yıl önce Amrikalı işçilerin, insanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları, 8 saatlik iş günü talebi ile mücadelelerini yükselttikleri ve tüm dünya işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta Ankara’daki yerimizi aldık.
1 Mayıs demek mücadele demektir, 1 Mayıs demek emek demektir, 1 Mayıs demek haksızlıklara, hak gasplarına, hukuksuzluklara karşı emeğin yanında olmak, emeğin sesini yükseltmek demektir, 1 Mayıs demek 1977 Taksim’de katledilen emekçilerin taşıdıkları mücadele bayrağını daha yükseğe çıkarmak demektir. Bugün 1 Mayıs demek kiralık işçiliğe ve her türlü güvencesiz çalışmaya dur demektir, iş cinayetlerinde öldürülen emekçilerin hesabını sormak demektir, kıdem tazminatını kaldırmak isteyenlere tokat gibi cevap vermek demektir.
Biz de Selüloz-İş olarak tarihsel sorumluluğumuzun ve görevimizin bilincinde olarak 1 Mayıs 2017’de Ankara Tandoğan meydanında taleplerimizi yüksek sesle üyelerimizle birlikte dile getirdik.
Çalışma hayatında böylesine sorunların olduğu bir dönemde, 1 Mayıs da her zamankinden daha anlamlı daha önemli hale gelmiştir. Çok yönlü saldırı altına olan işçi sınıfı ve sendikaların taleplerini haykırdıkları bu 1 Mayıs, temenni ederiz ki bir dönüm noktası olur ve işçi sınıfı tekrar ayağa kalkar.