13 Mayıs 2014, Türkiye’de çalışma yaşamının vahşi yüzünün en net şekilde ortaya çıktığı ve 301 madencinin toplu katliamla aramızdan ayrıldığı tarihin adıdır. 301 can, 301 baba, 301 eş, 301 kardeş, hepsi de yalnızca “yaşamak” için girdikleri yerin altından ölü birer beden olarak çıktılar. Yüzlercesi de yaralı… Hatta öyle yaralı ki, ellerinde kömür karası yüreklerinde kendilerinin değil yitip giden 301 canın acısı… Onları asıl yaralayan da neredeyse canlarını bırakacakları ölüm çukuruna başka hiçbir çaresi olmadıklar için yeniden girmek zorunda olmalarıdır.
Biz ne somada yaşananları, ne sermeyenin kar hırsına kurban giden 301 emekçiyi ne de sonraki süreçte yaşanan hukuk skandallarını unutmadık, unutmayacağız.