AKP hükümeti milyonlarca işçiyi yine sefalet ücretine mahkûm etti. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2017 yılı asgari ücretini net 1404 TL olarak belirledi
Milyonlarca işçinin beklediği açıklama, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’ndan geldi: 2017 yılı asgari ücreti, yalnızca yüzde 8’lik bir artışla brüt bin 777 lira 50 kuruş, net bin 404 lira 6 kuruş oldu.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, dördüncü ve son toplantısını dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirdi. Toplantıda işçi kesimini temsil eden Türk-İş heyetine Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, patron kesimini temsil eden TİSK heyetine ise Yönetim Kurulu Üyesi Metin Demir başkanlık etti.
‘Biz de mutlu olmadık ama…’
Toplantıda konuşan Müezzinoğlu, komisyonda üçlü imza için çok uğraştıklarını, buna karşın Türk-İş’in imzasını alamadıkları için üzgün olduklarını öne sürdü. Müezzinoğlu, şunları söyledi:
“Ülke olarak son bir yılda yaşananlar, dünya konjonktürü, belirli zorlukları önümüze getiriyor. Bir taraftan işverenimizin dünya ile rekabetteki gücünü koruyan ve destekleyen bakış açısı, diğer taraftan emeğinin karşılığını helal rızık olarak evine götürmek isteyen kardeşlerimizin hak ve hukukunun geliştirilmesi, bu ikisi arasında dengenin sağlanabilmesi açıkçası çok kolay değil. Buna rağmen öncelikle işçi kardeşlerimizin çok mutlu olamadığı, yine işverenin de çok mutlu olamadığı, bir bakan olarak benim de çok mutlu olamadığım ama neticede paylaşarak sıkıntıları azaltacağımız, daha büyük başarılara yürüyeceğimiz bir yolculuğu yapma gayretiyle olabildiğince ortak karar vermeye çalıştık.”
‘Az veren candan…’
Hükümet ve işveren tarafının iki kademeli asgari ücretten yana olduğunu, ama Türk-İş’in asgari ücretin yılın tamamı için geçerli olması önerisini dikkate aldıklarını söyleyen Müezzinoğlu, yeni yılda asgari ücretin yılın ilk ve ikinci altı ayı şeklinde olmamasına, yılın tamamı için aynı uygulanmasına karar verdiklerini açıkladı.
Yeni asgari ücret rakamını hükümet olarak işverenle birlikte imzaladıklarını belirten Müezzinoğlu, “Hükümet olarak bütçe planlaması yaparken enflasyonu 6,5 olarak hesaplamıştık. Asgari ücretteki artış oranını ise yaklaşık yüzde 8 olarak karara bağladık. Yani 1300 liraya 104 lira ilave edildi. Az veren candan, çok veren maldan. İnşallah malımız çoğaldığında çok veren kısmını da çözeriz” ifadelerini kullandı.
‘Vergi kesintisini hükümet değerlendirir’
Müezzinoğlu, bir gazetecinin yeni asgari ücrette net rakamın yılın sonunda da aynı kalması için vergi kesintisi yapılmamasının söz konusu olup olmadığı yönündeki sorusunu ise “Bu bakan olarak benim yetkimde olan konu değil. Hükümetimiz bu talepleri değerlendirir” diyerek yanıtladı. Müezzinoğlu, işverenlere destek konusunun da yine hükümet tarafından değerlendirileceğini söyledi.
Türk-İş: Beklentimizi karşılamadı
Türk-İş Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat ise açıklanan rakamın çalışanların beklentilerine cevap vermediğini ifade etti. Yaşam şartlarının en fazla ağırlaştığı ve alım gücünün olabildiğince düştüğü bir dönemin yaşandığını belirten Irgat, son üç ayda döviz kurunda yüzde 20’ye varan artış olduğuna dikkat çekti. Açıklanan asgari ücret rakamının TÜİK’in açıkladığı rakamla da kendi hesaplamalarıyla da örtüşmediğini dile getiren Irgat; asgari ücretin vergi dışı bırakılmasıgerektiğini vurguladı. Irgat, “Rakamları beklentilerimize cevap vermediği için yetersiz buluyoruz. Bu nedenle de işçi temsilcileri oalrak karara muhalif kaldığımızı belirtiyorum” diye konuştu.
Patronlar memnun: Bu artış makul
TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Metin Demir ise “İşçiler istedi ama işveren vermedi” şeklindeki yaklaşımın doğru olmadığını savunarak, komisyon olarak ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan rakamların yanı sıra ülkenin gerçekleri, konjonktürel durum, enflasyon oranları gibi parametreleri dikkate aldıklarını ileri sürdü.
Demir, şunları söyledi: “Biz de daha fazla vermeyi elbette işveren tarafı olarak isteriz ama ülkenin hassasiyetleri var ve komisyon üyeleri olarak daha objektif değerlendirme yapmak durumundayız. Hiçbir komisyon üyesinin duygusal davranma hakkı yok diye düşünüyorum. Çünkü asgari ücrete çok fazla yük yüklenmiş. Birçok parametreyi etkiliyor. Şu anda var olan konjonktürde bence yapılabileceğin en iyisi yapıldı diye düşünüyorum. Bu yapılan artış makul, uygun, sürdürülebilir, çalışma hayatına barış getirebilecek oran. İnşallah ülkemize ve çalışanlarımıza hayırlı uğurlu olur, işsizlerimizin de iş bulmasına katkı sağlar.”
***
NE OLMUŞTU?
Asgari ücret hâlihazırda 1300 TL. Komisyonda işçi kesimini temsil eden Türk-İş, asgari ücretin yeni yılda 1600 TL olmasını talep ediyordu. DİSK ise asgari ücretin 2 bin TL olması gerektiğini açıklamıştı. Patron temsilcisi TİSK ise geçen yıl yapılan zammı gerekçe göstererek bu yıl ‘sıfır zam’ istiyordu. Komisyonun üçüncü toplantısında sunum yapan TÜİK, bir işçinin aylık net yaşam maliyetini ağır işlerde 1668 lira 90 kuruş olarak açıklamıştı.
***
‘Asgari ücret net 2350 TL olmalı’
Asgari ücrete HDP’den de tepki geldi. HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli, Türk-İş’in araştırmasına göre yoksulluk sınırının yaklaşık 4700 lira olduğuna dikkat çekerek, “Bu rakamın yarısı olan 2 bin 350 TL net asgari ücret olmalıdır” dedi. Temelli, yazılı açıklamasında şunları kaydetti: “Hükümetin ve patronların ortak önerisi ile saptanmış olan 1404 TL’lik asgari ücret, açlık sınırı olan 1420 TL’nin bile altındadır. Türkiye’de yoksulluk görüntülerinin tüm ülkeyi kaplamasının nedeni, Erdoğan–AKP iktidarının on yılı aşkın süredir uyguladığı emekçi karşıtı politikalardır.” Temelli, tüm emekçileri, vergi adaletsizliği ve asgari yaşam dayatmasına karşı mücadeleye davet etti.
***
‘Bir ay 1404 lirayla kendileri geçinsinler’
Asgari ücretin 1404 TL olarak belirlenmesine muhalefetten ilk tepki, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Muğla’da konuşan Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: “Asgari ücret az önce belirlenmiş, 1404 lira. 4 lirayı neden ilave ettiler, merak ediyorum. Ben merak ediyorum, mesela Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, sayın milletvekilleri bir ay 1404 lirayla geçinsinler bakalım, evlerini nasıl geçindiriyorlar. Öyle ya, 1404 lirayla eğer bir ay bir aile hayatını sürdürebiliyorsa, yol parası verebiliyorsa, kira parası verebiliyorsa, çocuklarının okul parasını karşılıyorsa onlar da bir denesinler.” Anayasa’da değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen ‘Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir’ maddesine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, “Sosyal devlet dediğimiz kavram acaba siyasetçiler tarafından yeterince içselleştirildi mi? Sosyal devletin gereklerini yeteri kadar yerine getiriyor muyuz? Asıl tartışmamız gereken bu” dedi.
Kaynak: Birgün